Açık Kapı

Cümleye nasıl başlayacağımı düşünürken cümleye başlayamadan saatlerimi geçirdiğimi fark ettiğimde aslında cümleye nasıl başladığımın bir önemi olmadığını anladım. Hemen ardından bir şeyleri anlayabilmek için bir şeyler yaşamam gerektiğini ve hız kesmeden bir şeyleri anlamanın aslında o kadar zor olmadığını...
  Düşünmeden hareket etmek miydi sorunumuz yoksa düşünerek hareket edememek mi?
Her şeyde olduğu gibi elbette bunun da bir orta yolu olmalıydı. Fakat orta yolu bulmak bu kadar kolay mıydı ?

  Evrende kolay olan pek bir şeye rastlamamıştım bu güne dek. Ta ki kendime kolaylıklar yaratmayı öğrenene dek.
Can sıkıcı soru ekleri, lüzumsuz kafiyeler ve kendine hayrı olmayan aklını başkalarına sunma telaşesi..
Karman-çormanlıklar içerisinde kıvranmak...
Okunan cümleleri anlamlandıramamak...
Her şeyi akışına bırakamamak...
Rahat olamamak...
Hal böyle olunca olumsuzluk ekine bir miktar kırılıyorum. Bir şeylere kırılmanın bu zamana kadar pek faydasını görmüş de değilim oysa..

 Kendime kolaylıklar yaratmayı öğrenebildiysem eğer  içimden geçenleri içimden geldiği gibi yaşamayı da öğrenebilirdim. (...) Öğrenmek için gerekli olan isteğimi kaybetmemiş olsaydım. İki cümleyi bir amaya bağlayarak yine ilk cümleyi acımasızca önemsizleştirdim, mazur görün..
Birileri mazur gördükçe, kafa karıştıran cümleler kuruldukça güzelleşiyor burası.
Konuşarak yarattığım huzursuzluğu bir çözüme kavuşturasım gelmiyor.
Düşünerek mi hareket edemeyeceksiniz ? Düşünmeden mi hareket edeceksiniz?
Yoksa yalnızca düşündürmeyi mi tercih edeceksiniz?

         KONU TARTIŞMAYA AÇIK


Yorumlar

Popüler Yayınlar