Üç Maymun

Hayatımı bir amaca adamak istiyorum.

Bir çiftçi olup en verimsiz topraklardan meyve-sebze elde etmek istiyorum.

Bir anne olup hayırlı evlatlar yetiştirmek istiyorum.

Aşk romanlarına mutlu sonlar yazmak istiyorum.

Bir öğretmen olup başarılı öğrencilere sahip olmak istiyorum.

Mutsuz bir coğrafyaya mutluluk saçan icatlar yapmak istiyorum. Hatta bu icatlara kendi ülkemden başlamak istiyorum. Bu girişimlerimi önemsemeyen, küçümseyen büyük bir kitle olacaktır elbette. Zaten büyük düşünürlerce büyüklük, çok da büyük yer kaplamaz. Çünkü henüz birileri yüzünden büyüyememiş çocukların günahları doldurur tüm boşlukları. Bir insanın hayatını adayacağı başka bir amaç da bu olabilir : ‘’Büyüyememişlerin kaplayamadıkları büyük yerler.’’

Senin de kendine yer bulamadığın olur bazen. Bir yanın sahip çıkamadığın değerlerinle doludur, bir diğer yanın koruyamadığın küçücük canlarla doludur.

Sen evinde otururken önünde toplar tüfekler patlar; arkanda, bıraktıkların vardır.

Alternatif olarak cümleyi şöyle de yazabilirim : ‘’Sen evinde otururken önünde toplar tüfekler patlar; arkanda  bıraktıkların vardır.’’

Önün-arkan, sağın solun tıklım tıklımdır ve sen kendine yer bulamazsın. Şuncacık başını koyacak bir yastık da bulamazsın. Diyelim ki buldun; senden önce 3 maymunun sıvışır o yastığa.

Birinci maymunun sağırdır kulakları. ‘’Top patlasa’’ işitmez.

İkinci maymunun kördür gözleri. İnsanlığını çalsan, fark etmez.

Üçüncü maymun ‘’ yalancı şahitlik’’ bile etmez. Çünkü o hiçbir şey bilmez.

Ben hayatımda en çok bu üç maymunu sevmem. Canına kastedesim bile gelir bazen. Kötülüğü yok etme isteği beni kötü biri yapar mı?

Emin değilim.

Emin olduğum  3 şey var:

Görüyorum.

Duyuyorum.

Biliyorum.

Birçok insanın yapamadığını yapıyorum ; hayatımı bir amaca adıyorum..