İyi Dilek Hakkı
Geçen gün bir arkadaşım “ Ya insanlar nasıl bu kadar kötü olabiliyorlar? İçlerinde nasıl bu kadar kötülük barındırabiliyorlar ? ” dedi.
Bu cümleler teknik olarak bana yöneltilmiş sorulardı. Bir cevap vermem gerekiyordu. Bir açıklama yapmam gerekiyordu. Üstelik bu açıklamanın teselli verici bir yanının da olması gerekiyordu. Fakat ben bunca olması gerekenin içinde kalakaldım. O an aklımdan bu zamana kadar şahit olduğum tüm kötülükler teker teker geçti. Yutkundum ve bir süre sustum.
-Bilmiyorum.
Ben bu sorduklarının cevaplarını henüz kendime bile veremiyorum.
İnsan bunca güzel duygunun arasında neden kötülüğü besler kalbinde ? Kalbinin bu durumdan haberi var mıdır acaba? Ki bence olsaydı bırakırdı kan pompalamayı..
Mesela koca bir “amca” neden minicik bir kız çocuğuna farklı duygular besler?
Mesela “insan” ırkına mensup bir canlı neden masum hayvanlara eziyet eder?
Mesela okul çağında yavrusu olan bir “adam” neden başka yavruları zehirler?
Neden olur bu savaşlar ? Neden yapılır bu coğrafya kavgaları? Neden biri bir diğerinin başarısızlığını ister? Bunca kötülüğe neden sessiz, nasıl sessiz kalınır? Böyle bir dünyada nasıl yaşanır? Kötü niyetle dolu bir kalbe nasıl bir insan sığdırılır?
Neden, nasıl, niçin ...
Bunu böyle sonsuza kadar sürdürebileceğime tüm iyi şeyler üzerine yemin edebilirim.
Hayata Pollyanna’nın gözlükleriyle bakanların gözlüklerini Pollyanna’nın yalnızca bir masal kahramanı olduğuna inandırarak kırıp attılar.
Küçük bir çocuğun harçlıklarını biriktirerek aldığı oyuncağını kırmaktan farksızdır bir insanın iyiliğe dair umutlarını kırmak. Ve bazı kırıkları onarmak bir şeyi baştan yaratmaktan daha zordur.
Her yeni yıl dileğinin arasında “Sevgiyle, barışla, iyilikle dolu bir dünya” vardır. Ve her yeni yıl aslında o kadar da yeni değildir. Her şey yine seyrinde ilerler.
3 dilek hakkımız olsaydı işler değişir miydi pek bilemiyorum.
Bana soracak olursanız ben “sevgiyle, barışla dolu kalpler ve iyilikle dolu zihniyetler” dilerim.
Eğer bir gün dileğim kabul olursa zaten dünya buna seyirci kalmayacaktır.
Sonra mı?
Sonrası iyilik , güzellik..
Bu cümleler teknik olarak bana yöneltilmiş sorulardı. Bir cevap vermem gerekiyordu. Bir açıklama yapmam gerekiyordu. Üstelik bu açıklamanın teselli verici bir yanının da olması gerekiyordu. Fakat ben bunca olması gerekenin içinde kalakaldım. O an aklımdan bu zamana kadar şahit olduğum tüm kötülükler teker teker geçti. Yutkundum ve bir süre sustum.
-Bilmiyorum.
Ben bu sorduklarının cevaplarını henüz kendime bile veremiyorum.
İnsan bunca güzel duygunun arasında neden kötülüğü besler kalbinde ? Kalbinin bu durumdan haberi var mıdır acaba? Ki bence olsaydı bırakırdı kan pompalamayı..
Mesela koca bir “amca” neden minicik bir kız çocuğuna farklı duygular besler?
Mesela “insan” ırkına mensup bir canlı neden masum hayvanlara eziyet eder?
Mesela okul çağında yavrusu olan bir “adam” neden başka yavruları zehirler?
Neden olur bu savaşlar ? Neden yapılır bu coğrafya kavgaları? Neden biri bir diğerinin başarısızlığını ister? Bunca kötülüğe neden sessiz, nasıl sessiz kalınır? Böyle bir dünyada nasıl yaşanır? Kötü niyetle dolu bir kalbe nasıl bir insan sığdırılır?
Neden, nasıl, niçin ...
Bunu böyle sonsuza kadar sürdürebileceğime tüm iyi şeyler üzerine yemin edebilirim.
Hayata Pollyanna’nın gözlükleriyle bakanların gözlüklerini Pollyanna’nın yalnızca bir masal kahramanı olduğuna inandırarak kırıp attılar.
Küçük bir çocuğun harçlıklarını biriktirerek aldığı oyuncağını kırmaktan farksızdır bir insanın iyiliğe dair umutlarını kırmak. Ve bazı kırıkları onarmak bir şeyi baştan yaratmaktan daha zordur.
Her yeni yıl dileğinin arasında “Sevgiyle, barışla, iyilikle dolu bir dünya” vardır. Ve her yeni yıl aslında o kadar da yeni değildir. Her şey yine seyrinde ilerler.
3 dilek hakkımız olsaydı işler değişir miydi pek bilemiyorum.
Bana soracak olursanız ben “sevgiyle, barışla dolu kalpler ve iyilikle dolu zihniyetler” dilerim.
Eğer bir gün dileğim kabul olursa zaten dünya buna seyirci kalmayacaktır.
Sonra mı?
Sonrası iyilik , güzellik..
Yorumlar
Yorum Gönder