Eksik Cümle


Bütün sıradan günler gibi başladım güne. Gözümün kenarında oluşan çapaklar gözlerimi açmama engel oluyordu. Kirpiklerim birbirine öylesine karışmıştı ki dünyaya demir parmaklıklar ardından bakıyordum adeta.Bütün miskinliğimle ruhumu yatakta bırakarak ayaklandım. Yetişmem gereken bir şeylerimin olduğu günlerde her şey daha sıkıcı bir hâl alıyor. Harika! Bugün yine 'yaşamak' arzusuyla doluyum !
     Ayılmam için gereken son hareket filtre kahve ve gündem. Sanırım gözümün de ruhumun da çapağından bir miktar kurtardım kendimi..
     Evi yaşanabilir bir hâle getirdim. Bilgisayar çantama diş fırçamı, birkaç romanımı ve yolda  okumayı plânladığım romanımı yerleştirdim. Bir haftalık hava durumuna bakarak oturma odasının küçük penceresini açık bırakmaya karar verdim. Kilitleme ihtiyacı bile duymadığım kapıyı çektim. Arkamda bıraktım evimi ve uykuda bıraktım ruhumu..
     Uzun yolculuklar; insanın yemek yemesi, su içmesi, uyumasına benzeyen ihtiyaçlar gibi geliyor bana.Sanki şehirler geçtikçe türlü türlü hayatlar da geçiyor.Tüm uzun yolculuklarımda ruhumda kuşlar uçuşuyor..
    Dışarıdan oldukça rahatsız gözüken fakat benim gözümde fevkalâde olan tek kişilik bir koltukta uzaklaşacağım bilinenlerden.Cam kenarı olacak hayallerim ve her molada yeniden başlayacak, hiç tükenmeden.Öylesine hoşnutum ki halimden, hareket hâlindeki araçlardan çıkan o uğultu kulağıma tatlı bir tını gibi geliyor. Hızla geçtiğimiz ağaçlar, evler, arabalar, denizler zihnimde inanılmaz resimler çiziyor.Uzun zamandır hiç bu kadar huzurlu hissedememiştim kendimi..
Cümlemi bitirmeye kalmadan arka taraftan cılız bir kadın sesiyle bütün keyfim kaçıyor. Önce ne olduğuna, bu çirkin sesli kadının neden bu kadar öfkelendiğine bir anlam veremiyorum. Birkaç dakika sonra içecek servisi yapan muavinin hanımefendinin bluzuna tırnak içinde söylüyorum yanlışlıkla çay döktüğünü anlıyorum. Yalvar yakar özür dilemeye çalışan adamcağıza mı üzülesin, bet sesli kadının anlayışsızlığına mı kızasın? Yoksa bu insanların insan olduklarını ne zaman hatırlayacaklarını mı düşünesin? 
İnsanlar!..
  Sonunda bir yerde duruyoruz. Dışarıdaki havayı yadırgıyor akciğerlerim. Yabancısı olduğu bu havaya mahkûm olmasına gönlüm razı gelmeyecek. Bir sigara yakıyorum ve ciğerlerimde bayram havası.
Bu tarz dinlenme tesislerindeki koşuşturmalar, kalabalıklar, kurnaz satıcılar bana hep yaşadığım dünyanın boğuculuğunu hatırlatır. '' Yaşadığım dünyanın boğuculuğu.'' Bilemiyorum, belki de acımasızca bir cümle kurdum. Belki da yaşadığım dünyayı boğucu kılan ben ve benim gibiler. Belki bu öykünün masum kişisi yaşadığım dünya, bilemiyorum...
Tüm bilinmezliklerimin içinde otobüse geri döndüm. Hareket eder etmez zihnimin muhteşem resimlerine bakmaya başladım. Kulaklarım da Livaneli'nin naif sesi, gözlerimde zihnimin görüntüleri.. Çiçekler açıyor ruhumda, kırılgan ve zarif çiçekler..
Gözlerimi açtığımda dışarısı zifiri karanlıktı. Otobüsün ışıkları sönmüş, dik pozisyonda olan koltuklar yatırılmıştı. Yolcuların büyük bir kısmı uyuyordu. Yaklaşık 12 saattir yoldayız. Ayaklarımın  ağırlaştığını hissedebiliyorum. Dikiz aynasından bu yolculuktan tek etkilenenin otobüsteki yolcular olmadığını fark ediyorum. Şoförün yarı açık ve baygın gözleri beni biraz endişelendiriyor. Başı bir o yana bir bu yana gidip geliyor derken hızır gibi yetişiyor muavin:
- Abi kahve getirdim sana, açılırsın..
+ Eyvallah!
 Birileri, bir şeyleri birilerinden daha fazla düşünür.Birileri, birilerinden daha anlayışlıdır. Birileri, birilerinden daha vicdanlıdır. Bu birileri, birilerinden hep üstündür. Bu her zaman böyledir..
Ah, yolculuklar!
Ne edebiyatlar yaptırıyor insana.Neler neler düşündürüyor.. Belki hiç geçmeyeceği yollardan geçiriyor insanı , belki de hiçbir zaman bir araya gelemeyeceği insanlarla bir araya getiriyor. Mesela şu bizim muavin kim bilir bir daha ne z


 Bu metin ''Lakırtı'' adlı derginin, elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden editörü Asya Kindor'un eşyaları arasında bulunan şahsî bilgisayarından alınmış ve onun anısına yayımlanmıştır.

                                                                                      Emel Çalışkan

Yorumlar

Popüler Yayınlar